Antalya’nın açık hava müzesi Karaalioğlu Parkı yok oluyor
ANTALYA –Erken Cumhuriyet döneminde yapılan ve kentin simgelerinden biri haline gelen Karaalioğlu Parkı’nda, Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Komisyonu’ndan izin alınmadan inşaat çalışmalarına başlandığı ve tarihi alandaki tahribatın tespit edilerek, kaydedildi.
Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu, Kaleiçi’ni çevreleyen 1. derece doğal sit alanı olarak tescillenen Karaalioğlu Parkı’nda yaptığı incelemede, izinsiz yapılaşma sırasında ağaçların da kesildiğini tespit ederek, Antalya Büyükşehir Belediyesi’nden izinsiz uygulamaların ve inşaat malzemelerinin kaldırılmasını istedi. belediye. Bu talep üzerine izinsiz yapılar yıkılsa da parkın birçok yerinde beton kalıntılar ve yıkım izleri hala duruyor.
Parkla ilgili bir rapor yayınlayan Antalya Kent Konseyi Çevre Çalışma Grubu, çay bahçesi ve lokanta yapmak için yapılan çevre düzenlemesinin doğal yapının bozulması anlamına geldiğini vurgulayarak, hem insanların yaşam alanını hem de biyolojik çeşitliliği daraltan uygulamalar olduğunu vurguladı. . Asırlık ağaçların kesilip parkın betonlaştırılmasının maliyeti ve emeği göz ardı eden bir yaklaşım olduğu belirtilen raporda, “Bu miras kiraya feda edilemez” denildi.
‘CUMHURİYETİN AYAK İZLERİ’ UYARISI
Karaalioğlu Parkı’nda insanları çay bahçesinde ya da lokantada oturmaya zorlayan sistemin artık değiştirilmesi gerektiğinin vurgulandığı raporda, “Tabii ki parklarda sosyal tesisler olabilir. Ancak bu sosyal tesisler Karaalioğlu Parkı’ndaki gibi ‘başkent arazisi kafe’ olarak görünmemeli. Ayrıca Karaalioğlu Parkı, tarihiyle uyum içinde genç Cumhuriyet’in izlerini taşıyan bir alan olması gerekirken, çağdaş kültürle yozlaşan bir alana dönüşmesi ne yazık ki gelecek nesillere anlatılması zor bir yanılgı olarak miras kalacaktır. Toplumun her kesiminden gelen baskılar sonucunda beton döküm işlemi durdurulmuş, alandan beton ve diğer donatılar alınmıştır. Ancak alanın bir bölümü ağaçlandırılırken, toplumsal baskının geçmesinin ardından denize bakan bölümün yeniden yeşillendirilmek yerine ‘cafe shop’ mantığıyla işletilmek istendiği görüldü.
ÇİVİ DOĞANIN KATINDA ASKILIYOR
Parkta 72 kuş türünün yaşadığı ve 90 bitki türünün bulunduğu vurgulanan raporda, “Antalya’nın doğal dokusunun temelini falezler oluşturuyor. Böylesine ender bulunan bir doğal doku ile samimi bir yaşam sürmek istiyoruz. Bunu çok iyi biliyoruz. İnsanoğlunun doğayla olan savaşında hep kaybettiğine.Bilim Tarihinden,doğasından,kültüründen bihaber bir toplum yaratmayı hedefleyenlere sırtını dönenlere inat Biz buradayız Özdeşleşen yönetime rağmen buradayız ‘Kira’ anlayışıyla Antalya.Bugün dökülen betonlar tabiatımızın, kültürümüzün,tarihimizin,insanlarımızın tabutlarına çivi çakmaktan başka bir şey değildir.Biz yara bandı kefenle ortalıkta dolaşacak bir yönetici istemiyoruz. yarına değil, tedbiri alan ve bugünü koruyan bir yönetim anlayışına sahiptir” denildi.
ZORLUKLARDAN AKDENİZ’E BİR MİRAS
Karaalioğlu Parkı, Cumhuriyet Dönemi anlayışıyla 1940’lı yıllarda kayalıkların üzerinde bataklık bir alan üzerine kurulmuştur. Üç büyük miradoru ve surların dış surlarındaki özgün yapısı ile geçmişten günümüze vatandaşların kullandığı en büyük park alanı olarak Antalya’nın simgelerinden biri haline gelmiştir. 1991 yılında tarihi belediye hizmet binası, Atatürk Evi, Çitlembik Ağacı Tabiat Anıtı ile ‘Don Kişot’ ve ‘Havuzda Güneşlenen Kadın’ gibi şehrin ikonik heykellerinin yer aldığı park 1. derece olurken, çevresi de 3. derece olarak tescillendi. Doğal sit alanı olarak tescillendi. Ancak Akdeniz’e kıyısı olan bu kültürel miras günümüzde yok olma eşiğine gelmiştir.
BÜYÜKŞEHİR: KİRALIK TARAFINDAN KİRALANAN İŞLETME
Antalya’da açık hava müzesi olan Karaalioğlu Parkı’nda Bülent Ecevit Kültür Merkezi çevresindeki çay bahçelerinin bulunduğu alanda izinsiz başlatılan inşaat çalışmaları, kent halkının tepkisiyle gündeme geldi. . Antalya Büyükşehir Belediyesi’nden yapılan açıklamada, kaçak yapılaşmanın belediye işletmecilerinden ANSET’ten yer kiralayan işletmeci tarafından gerçekleştirildiği belirtildi. Kaleiçi’ni çevreleyen tarihi surların bulunduğu parkta başlatılan inşaat çalışması sırasında duvar taşlarının sökülerek yerine klasik bir Kaleiçi konutunun yapılması tartışmalara neden oldu. Arkeologlardan gelen yansımalar üzerine duvar taşları dizilmiş ve cephe temizlenmiş olsa da inşaat alanında tarihi tahribat devam etmiştir.
‘KADIN GÜNEŞ ÜSÜ HEYKELİ’NE SALDIRI
Parkın doğal dokuyla bütünleşen heykellerinden ‘Havuzda Güneşlenen Kadın’ da izinsiz inşaat çalışmaları sırasında vandalizme uğradı. Eser, beton harcı ve boya ile tahrip edildi. Heykelin ayaklarının beton harçla kapatıldığını görenler, heykelin müstehcenlik gerekçesiyle yıkılmış olabileceğini belirterek duruma tepki gösterdi. Son dönemde parkta çeşme olarak tasarlanan başka bir heykelin üzerine plastik boru döşendi.